İyi huylu prostat büyümesi (BPH) nedeniyle yaşam kaliteniz düşüyorsa, modern cerrahi yöntemlerle uygulanan prostat ameliyatı sayesinde şikayetlerinizden kalıcı olarak kurtulabilirsiniz. Lazer, kapalı (TURP) ya da açık tekniklerle gerçekleştirilen bu işlem, idrar akışını düzenler, mesaneyi rahatlatır ve yeniden konforlu bir yaşam sağlar.
Prostat büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi – BPH) tedavisinde ilaçların yetersiz kalması durumunda başvurulan cerrahi işlem prostat ameliyatı olarak adlandırılır. Genellikle ilk aşamada medikal tedavi denenir; ancak bu tedaviden beklenen fayda sağlanamadığında ya da zamanla etkisini kaybettiğinde, cerrahi müdahale gündeme gelir.
Ayrıca bazı durumlarda ilaç tedavisine hiç başlanmadan doğrudan cerrahi yöntem önerilebilir. Örneğin; idrarını tamamen yapamayan, mesanesinde taş oluşan, idrar yollarında tekrarlayan enfeksiyon yaşayan veya idrarda sürekli kanama görülen hastalar için ameliyat zorunlu hale gelebilir.
Bu tedavi, hastanın kendi kanından elde edilen plazmanın, büyüme faktörleri açısından zenginleştirilerek penise enjekte edilmesine dayanır, Uygulama, kan dolaşımını artırır, doku yenilenmesini teşvik eder ve ilaçsız, doğal bir şekilde sertleşme kalitesini artırmaya yardımcı olur.
Bu ağrısız tedavi yöntemi, özel bir cihazla penise düşük yoğunluklu ses dalgalarının gönderilmesini içerir, Bu dalgalar, yeni damar oluşumunu destekleyerek kan akışını iyileştirir. Seanslar kısa sürer, anesteziye veya iyileşme süresine ihtiyaç duyulmaz.
Penis protezi, cerrahi olarak penisin içine yerleştirilen medikal bir cihazdır ve erkeğin ilaç kullanmadan veya dış uyarılara gerek duymadan istendiğinde sertleşme elde etmesini sağlar.
Prostat, erkek üreme sisteminin bir parçası olan ve idrar torbasının (mesane) hemen altında, üretrayı çevreleyen küçük bir bezdir. Görevi; spermin dışarı atılmasını sağlayan sıvının bir bölümünü üretmektir.
Zamanla, özellikle 50 yaşından sonra, prostat dokusu doğal olarak büyümeye başlar. Bu büyüme iyi huylu prostat büyümesi (BPH – Benign Prostat Hiperplazisi) olarak adlandırılır. Prostat bezinin büyümesi, idrar yolunu sıkıştırarak idrar yapma güçlüğüne, gece sık idrara çıkmaya ve mesaneyi tam boşaltamama hissine neden olabilir. BPH, yaşla birlikte daha yaygın hale gelir ve tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir.
Prostat büyümesi (BPH), zamanla idrar yolunu daraltarak mesane üzerinde baskı oluşturabilir. Bu durum, aşağıdaki gibi çeşitli idrar problemleriyle kendini gösterebilir:
İdrar yaparken zorlanma: Prostatın büyümesi, idrar kanalını daralttığı için idrara başlamakta güçlük yaşanabilir.
Sık idrara çıkma: Mesanenin tam boşalamaması nedeniyle gün içinde daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duyulur.
Gece idrara kalkma (noktüri): Özellikle gece uykudan uyanarak birden fazla kez tuvalete gitme gereksinimi sık görülür.
İdrar yaparken yanma veya batma: BPH’ye bağlı mesane tahrişi veya eşlik eden enfeksiyon, bu tür şikâyetlere yol açabilir.
İdrarı tutmakta zorlanma: Ani sıkışma hissi ve bazen idrar kaçırma yaşanabilir.
Zayıf veya kesintili idrar akışı: İdrarın ince bir akışla, zayıf ya da damla damla gelmesi sık rastlanan bir belirtidir.
Prostat ameliyatlarının temel amacı, büyüyen prostat dokusunu kısmen ya da tamamen çıkartarak idrar yolunu rahatlatmaktır. Bu işlem farklı tekniklerle gerçekleştirilebilir. En yaygın uygulamalar arasında açık prostat ameliyatı, kapalı (endoskopik) prostat ameliyatı ve lazerle yapılan prostat tedavileri bulunur. Her yöntem, hastanın sağlık durumu, prostatın büyüklüğü ve eşlik eden hastalıklara göre hekim tarafından değerlendirilerek seçilir.
Ameliyat ister açık, ister kapalı yöntemle yapılsın; deneyimli bir üroloji cerrahı tarafından gerçekleştirildiğinde başarı oranı oldukça yüksektir. Hasta, uzman doktoruyla birlikte kendine en uygun yöntemi belirleyerek, ameliyat sonrası iyileşme sürecini daha konforlu bir şekilde geçirebilir.
Prostat ameliyatı, hastanın durumuna ve prostat bezinin büyüklüğüne göre farklı cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Her yöntem kendi içinde avantajlara ve belli risklere sahiptir. Günümüzde uygulanan başlıca prostat ameliyatı çeşitleri şunlardır:
Bu geleneksel cerrahi yöntemde, alt karın bölgesine yapılan yaklaşık 10 cm’lik bir kesi ile doğrudan prostat bezine ulaşılır. Özellikle 80 gramdan büyük prostatlarda tercih edilir. Ameliyat sırasında prostatın büyümüş iç kısmı çıkarılır, dış kapsülü ise yerinde bırakılır.
Ne zaman tercih edilir?
Çok büyük prostat hacmi (80 ml üzeri)
Mesane taşı eşlik eden durumlar
Kapalı ameliyatların uygun olmadığı durumlar
Avantajları:
Büyük prostatlarda bile etkili çözüm
Direkt gözle kontrol imkânı
Dezavantajları:
Hastanede daha uzun kalış süresi
Kesiden kaynaklı iyileşme süresinin daha uzun olması
Tıbbi adıyla Transüretral Rezeksiyon Prostatektomi (TUR-P), günümüzde en sık uygulanan prostat ameliyatıdır. Penis ucundan girilerek idrar yoluna ulaşılır ve özel bir cihazla büyümüş prostat dokusu kazınarak çıkarılır.
Ne zaman tercih edilir?
Prostat hacmi 30–80 gram arası
Ameliyat sonrası iyileşme süresinin kısa olması istenen hastalar
Avantajları:
Ciltte kesi yok
Daha kısa hastane süresi
Daha az kanama riski
Dezavantajları:
Çok büyük prostatlarda uygulanamaz
Nadiren geçici idrar kaçırma görülebilir
Yeni nesil teknoloji ile yapılan bu yöntem, Holmiyum veya Thulium lazer kullanılarak prostat dokusunun buharlaştırılması ya da kesilerek çıkarılması esasına dayanır. Özellikle kanama riski olan hastalar için güvenli bir alternatiftir.
Ne zaman tercih edilir?
Orta ve büyük boy prostatlarda
Kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda
Avantajları:
Minimal kanama riski
Doku daha hassas ve kontrollü çıkarılır
Uzun vadede daha az yeniden cerrahi ihtiyacı
Dezavantajları:
Her merkezde uygulanamayabilir
Özel lazer ekipmanı ve deneyimli cerrah gerekir
Greenlight lazer yöntemiyle, büyümüş prostat dokusu buharlaştırılarak ortadan kaldırılır. Genellikle idrar yolunu tıkayan doku hızlı ve etkili bir şekilde alınır.
Ne zaman tercih edilir?
Kan sulandırıcı ilaç kullanan yaşlı hastalar
Genel anestezi alınamayan durumlar
Avantajları:
Kanama riski minimal
Hızlı taburculuk
Cinsel fonksiyonlara daha az etki
Dezavantajları:
Lazer ekipmanı her hastanede bulunmaz
Deneyimli merkez seçimi şarttır
Prostat kanseri tedavisinde kullanılan bu yöntem, robotik kollar yardımıyla yüksek hassasiyetle yapılır. Prostatın tamamı ve çevresindeki dokular alınabilir.
Ne zaman tercih edilir?
Prostat kanseri tanısı olan hastalarda
Hedef prostatı ve tümörü tamamen çıkarmaktır
Avantajları:
Minimal invaziv
Daha az kanama ve hızlı iyileşme
Daha hassas doku koruması
Dezavantajları:
Diğer tekniklere göre daha maliyetli
Her merkezde yapılmaz
Ameliyat Türü | Uygulama Şekli | Avantajları | Dezavantajları |
---|---|---|---|
Açık Prostat Ameliyatı | Alt karından kesi ile doğrudan prostat bezine ulaşılır | Büyük prostatlarda etkili, doğrudan görüş avantajı | Daha uzun iyileşme süreci, daha fazla kanama |
TUR-P (Kapalı Ameliyat) | İdrar kanalından girilerek prostat içi dokular çıkarılır | Kesi yok, kısa iyileşme süresi, yaygın yöntem | Çok büyük prostatlarda yetersiz olabilir |
HoLEP / Thulium Lazer | Lazer ile prostat dokusu kesilir veya buharlaştırılır | Minimal kanama, tekrarlama oranı düşük | Her merkezde uygulanmaz, özel ekipman gerekir |
Greenlight Lazer | Lazerle dokunun buharlaştırılması | Kanama riski düşük, hızlı taburcu | Maliyetli olabilir, sınırlı uygulanabilirlik |
Robotik Prostatektomi | Robot yardımıyla prostat ve çevresi çıkarılır | Hassas cerrahi, daha az doku hasarı | Yüksek maliyet, özel merkezlerde yapılır |
Prostat ameliyatları, hastanın klinik tablosuna ve prostatın boyutuna bağlı olarak açık cerrahi ya da kapalı endoskopik yöntemler ile uygulanmaktadır. Gelişen teknolojiler sayesinde artık çoğu vakada minimal invaziv yani kapalı yöntemler tercih edilse de, bazı durumlarda geleneksel açık ameliyat hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
Açık cerrahi, genellikle çok büyük prostat bezlerinde, mesanede eş zamanlı bir taşın varlığı ya da mesane yapısında düzeltme gerektiren durumlar söz konusuysa tercih edilmektedir. Bu teknikte karın alt kısmından yapılan kesi ile prostata ulaşılır ve büyüyen doku manuel olarak çıkarılır. Ancak bu yöntemde iyileşme süresi uzundur ve hasta genellikle bir hafta boyunca idrar sondası ile kalmak zorundadır.
Günümüzde iyi huylu prostat büyümesinin (BPH) cerrahi tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem, kapalı prostat ameliyatıdır. Bu işlem sırasında, idrar kanalından özel bir cihazla girilerek prostatın iç kısmındaki büyümüş dokular çıkarılır. Lazer teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte holmiyum (HoLEP) ve thulium lazer gibi enerjiler sayesinde dokuya minimum zarar verilerek işlem yapılabilir.
Kapalı teknik, özellikle kanama riski taşıyan hastalarda ve 80 gramın üzerindeki prostat büyümelerinde oldukça etkili ve güvenli kabul edilmektedir. Bu yöntemle yapılan ameliyatlar, daha kısa sürede tamamlanmakta, hastanede kalış süresi minimuma inmektedir ve çoğu hasta ameliyat sonrası hızlı bir şekilde normal yaşantısına dönebilmektedir.
Bazı hastalarda, özellikle cerrahi riski yüksek olan kişilerde, ısı enerjisiyle prostatı küçültmeye yönelik alternatif teknikler kullanılabilir. Bu tedaviler, prostat dokusunu buharlaştırarak ya da pıhtılaştırarak daraltmayı amaçlar. Bu seçenekler daha az invaziv olmaları nedeniyle özellikle ileri yaş ve sistemik hastalıkları olan erkeklerde avantaj sağlar.
Prostat bezi, genç yaşlarda yaklaşık 4 cm çapında ve 25–30 gram ağırlığında iken, yaş ilerledikçe fizyolojik olarak büyüme eğilimi gösterir. Bu büyüme bazı erkeklerde 60, 80 hatta 100 gramın üzerine çıkabilir. Yaşa bağlı prostat büyümesi, idrar akışını engelleyip yaşam kalitesini düşürebilir ve bu durumda cerrahi müdahale gündeme gelir.
Yaşlı bireylerde uygulanacak prostat ameliyatı, sadece prostatın boyutuna değil, hastanın genel sağlık durumu ve eşlik eden kronik hastalıklarına göre de belirlenir. Prostatın şekli, büyüme yönü ve hastanın semptomları da dikkate alınarak açık cerrahi mi yoksa kapalı yöntem mi kullanılacağına karar verilir.
İleri yaşta olan hastalarda, cerrahiye karar verilmeden önce detaylı bir ön hazırlık yapılır. Bu süreçte:
Kalp ve akciğer fonksiyonları değerlendirilir,
Kan tahlilleri, EKG ve göğüs röntgeni gibi tetkikler istenir,
Gerekirse kardiyoloji, anestezi ve dahiliye konsültasyonları yapılır.
Bu tetkikler sayesinde, ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyon riskleri önceden tespit edilerek gerekli önlemler alınabilir. Bazı durumlarda genel anestezi yerine spinal (belden uyuşturma) tercih edilerek riskler minimize edilir.
Yaşlı hastalarda sıkça tercih edilen yöntem, kapalı (endoskopik) prostat ameliyatıdır. Bu teknik daha az invaziv olduğu için:
Kanama riski daha düşüktür,
İyileşme süresi daha kısadır,
Hastanede kalış süresi minimuma iner.
Ancak prostat çok büyükse ya da idrar kesesinde taş varsa, hala açık cerrahi tercih edilebilir.
Prostat ameliyatı, hastanın klinik durumuna, prostatın büyüklüğüne ve eşlik eden sağlık sorunlarına göre açık ya da kapalı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Her iki yöntemin de uygulama tekniği, iyileşme süreci ve avantajları farklıdır.
Açık cerrahi, özellikle büyük hacimli prostatlarda veya eş zamanlı mesane taşı gibi durumların da tedavi edilmesi gerektiğinde tercih edilir. Bu yöntemde:
Hasta genellikle genel ya da spinal anestezi altına alınır.
Karın alt bölgesinde, ortalama 10–13 cm’lik bir kesi yapılır.
Bu kesiden mesane ve prostat dokusuna ulaşılır.
Prostatın iç kısmı, parmak yardımıyla kabuğundan sıyrılarak çıkarılır. Prostat kapsülü (dış zar) ise yerinde bırakılır.
İdrar kanalı korunur ve mesaneye zarar verilmeden işlem tamamlanır.
Açık ameliyat sonrasında hastaya idrar sondası takılır ve genellikle 5 ila 7 gün boyunca sonda ile takip yapılır. Bu yöntem, iyileşme süresinin daha uzun olması nedeniyle günümüzde yalnızca gerekli durumlarda uygulanmaktadır.
Kapalı cerrahi yöntemi olan TUR (Transüretral Rezeksiyon) Prostatektomi, günümüzde en yaygın kullanılan tekniklerden biridir. Bu yöntemde:
Anestezi sonrası üretra (idrar kanalı) yoluyla, penis ucundan endoskopik bir cihaz ile giriş yapılır.
Özel bir kamera yardımıyla prostat görüntülenir.
Prostatın büyüyerek idrar yolunu tıkayan kısımları, özel bir elektrokoter veya kesici cihaz yardımıyla oyularak çıkarılır.
Bu işlem sırasında kanama minimaldir ve prostat parçaları dışarı alınır.
Ameliyatın ardından hastaya kısa süreli bir idrar sondası takılır ve genellikle 1–2 gün içinde çıkarılır.
Gelişen teknolojilerle birlikte, lazer tedavisi de prostat cerrahisinde önemli yer edinmiştir. Bu yöntemde:
Prostat içindeki fazla doku, özel lazer ışınlarıyla buharlaştırılır.
Bu işlem sırasında hem kanama oranı düşer, hem de iyileşme süresi kısalır.
En çok tercih edilen lazer türleri arasında HoLEP (Holmium Lazer) ve GreenLight Lazer yer alır.
Lazerle yapılan müdahalelerde hastanede kalış süresi daha kısa olurken, cinsel fonksiyonlar üzerinde daha az yan etki riski bulunmaktadır.
Prostat ameliyatları, özellikle iyi huylu prostat büyümesine (BPH) bağlı şikayetleri olan hastalarda uzun yıllardır başarıyla uygulanmaktadır. Gelişen teknolojiler ve cerrahi teknikler sayesinde bu operasyonlar genellikle güvenlidir. Ancak her cerrahi işlem gibi, prostat ameliyatının da bazı potansiyel riskleri ve komplikasyonları olabilir.
Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama en sık karşılaşılan risklerden biridir. Özellikle açık cerrahi yöntemlerde bu risk biraz daha fazladır. Kapalı tekniklerde (TURP veya lazer) bu risk genellikle daha düşüktür. Kanama genellikle kontrol altına alınabilir olsa da nadiren kan nakli gerekebilir.
Her ameliyat gibi, prostat operasyonu sonrasında da enfeksiyon riski vardır. En sık görülen enfeksiyonlar:
İdrar yolu enfeksiyonu (İYE)
Cerrahi kesiye bağlı cilt enfeksiyonlarıdır.
Steril ameliyat ortamı, antibiyotik profilaksisi ve düzenli pansuman ile bu risk en aza indirilebilir.
Nadiren de olsa, prostat ameliyatı sonrası geçici veya kalıcı idrar kaçırma durumu yaşanabilir. Bu durum genellikle:
Pelvik kas zayıflığına,
Sfinkter kaslarının etkilenmesine bağlı gelişir.
Fizik tedavi veya pelvik taban egzersizleri ile kontrol altına alınabilir.
Bazı erkeklerde, özellikle prostatın çevresindeki sinirler etkilenirse, sertleşme problemi (erektil disfonksiyon) yaşanabilir. Bu risk:
İyi huylu prostat ameliyatlarında düşük,
Prostat kanseri nedeniyle yapılan radikal ameliyatlarda daha yüksektir.
Tecrübeli bir cerrahın operasyonu sinir koruyucu tekniklerle yapması bu riski azaltır.
TURP gibi bazı kapalı ameliyatlardan sonra meninin dışarı değil, mesaneye doğru gitmesi durumu olan retrograd ejakülasyon gelişebilir. Bu durum cinsel zevki etkilemez ama çocuk sahibi olmak isteyen erkekler için sorun oluşturabilir.
Ameliyat sonrası dönemde bazı hastalar:
Sık idrara çıkma,
İdrar yaparken yanma,
İdrar akışında zayıflama gibi geçici sorunlar yaşayabilir.
Bu durum genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir.
Prostatın yeniden büyümesi, doku kalıntılarının yeterince alınmamış olması veya mesane boynu darlığı gibi nedenlerle nadiren ikinci bir operasyon gerekebilir.
Prostat ameliyatı geçiren hastaların, iyileşme sürecini hızlandırmak ve komplikasyonları önlemek için dikkatli bir şekilde belirli kurallara uymaları büyük önem taşır. Bu süreç, ameliyatın türüne (açık, kapalı veya lazer) ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişmekle birlikte, tüm hastalar için geçerli olan bazı temel öneriler bulunmaktadır.
Ameliyat sonrasında, özellikle ilk birkaç gün boyunca hastanın dinlenmesi çok önemlidir. Ağrı, sızlama, halsizlik gibi durumlar yaşanabilir ve bunlar normaldir. Doktorunuzun reçete ettiği ağrı kesiciler düzenli olarak kullanılmalıdır.
Açık prostat ameliyatı geçiren hastalar genellikle daha fazla ağrı hissedebilir, bu nedenle dinlenme süresi daha uzun olabilir.
Kapalı veya lazerle yapılan ameliyatlarda ise toparlanma süreci daha kısa sürer, ancak yine de vücudun kendini yenilemesine izin verilmelidir.
Eğer genel anestezi aldıysanız, ameliyat sonrası ilk 6–8 saat boyunca ağızdan hiçbir şey alınmamalıdır. Bu süreden sonra su ve hafif yiyeceklerle beslenmeye başlanabilir.
Kabızlıktan kaçınmak için bol lifli gıdalar (sebze, meyve, tam tahıllar) tercih edilmelidir.
Baharatlı, yağlı ve gaz yapan yiyeceklerden uzak durulmalı, sindirimi kolay gıdalar tercih edilmelidir.
Günlük en az 1.5–2 litre su tüketilmelidir.
Ameliyat sonrası 2–3 hafta boyunca ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Aşağıdaki konulara özellikle dikkat edilmelidir:
Ağır yük kaldırmayın.
Koşu, bisiklet veya ağırlık çalışmaları yapmayın.
Cinsel aktiviteye 4–6 hafta ara verilmelidir (doktorunuzun onayıyla yeniden başlanabilir).
Uzun süreli ayakta kalmaktan veya merdiven çıkmaktan kaçının.
Ameliyat bölgesinde sürtünmeyi önlemek için bol ve rahat kıyafetler giyilmelidir.
Kesilerin olduğu alanlar temiz ve kuru tutulmalıdır.
Günlük duş alabilirsiniz ancak sıcak suya uzun süre maruz kalmaktan kaçının.
Doktorunuzun önerdiği şekilde pansuman yapılmalı ve hijyenik koşullara dikkat edilmelidir.
Ameliyattan sonra en az 7 gün araç kullanılmamalıdır.
Tuvalet ihtiyacınızı zorlamadan ve ıkınmadan yapmalısınız; gerekirse lif takviyesi veya hafif müshil kullanılabilir (doktor önerisiyle).
Alkol ve kafein tüketiminden uzak durulmalı, bu maddeler mesane irritasyonuna neden olabilir.
Bazı hastalara, özellikle açık prostat ameliyatından sonra idrar sondası takılır. Bu sonda genellikle 5–7 gün kalır ve doktor kontrolünde çıkarılır.
Sonda takılıyken hijyene çok dikkat edilmelidir.
Sonda etrafında kızarıklık, ağrı veya ateş olursa hemen doktora başvurulmalıdır.
Ameliyat sonrası ilk kontrol genellikle 1 hafta içinde yapılır. Bu kontrol:
Sonda çıkarma,
İyileşme takibi,
Patoloji sonucu değerlendirmesi gibi işlemleri içerir.
İyileşme süreci tamamlanana kadar belirli aralıklarla kontroller devam eder. Bu kontrollerin ihmal edilmemesi, olası komplikasyonların erken teşhisi açısından çok önemlidir.
Prostat ameliyatı sonrası iyileşme süresi, uygulanan cerrahi yönteme ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Açık ve kapalı yöntemler arasında iyileşme süreci açısından önemli farklılıklar vardır.
Açık prostat ameliyatı, genellikle daha büyük prostatlar veya eş zamanlı mesane cerrahisi gereken durumlarda tercih edilir. Bu yöntemde iyileşme süresi biraz daha uzundur. Hastalar çoğu zaman 5–7 gün boyunca sondalı kalır ve hastanede birkaç gün yatış gerekebilir. Ameliyat sonrası ağrı ve hareket kısıtlılığı biraz daha belirgin olabilir.
Fiziksel toparlanma süresi ortalama 10–14 gün arasındadır.
Cinsel aktiviteye dönüş ise genellikle 6 hafta sonra, doktor onayıyla mümkün olur.
Kesilerin tamamen iyileşmesi ve iç dokuların toparlanması bu süre zarfında gerçekleşir.
Kapalı yöntemle (TURP veya lazerle yapılan) gerçekleştirilen prostat ameliyatlarında iyileşme süreci daha hızlıdır. Bu tür ameliyatlarda hastalar genellikle aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir.
Sonda kullanımı birkaç günle sınırlı olabilir ve çıkarıldıktan sonra hasta idrarını normal şekilde yapmaya başlar.
İyileşme süresi genellikle 7–10 gün sürer.
Cinsel yaşama dönüş, hastanın durumuna göre 2–3 hafta içinde gerçekleşebilir. Ancak doktor onayı beklenmelidir.
Her hastanın iyileşme süreci, yaş, eşlik eden hastalıklar, bağışıklık durumu ve cerrahi teknik gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle standart sürelerin dışında, kişinin özel durumu göz önünde bulundurulmalı ve mutlaka doktorun yönlendirmelerine sadık kalınmalıdır.
Prostat ameliyatı sonrasında doğru beslenme, hem iyileşme sürecini hızlandırmak hem de olası komplikasyonları önlemek açısından büyük önem taşır. Ameliyatın türü fark etmeksizin, özellikle ilk birkaç hafta boyunca sindirimi kolay, bağışıklığı destekleyen ve kabızlığı önleyici bir diyet uygulanması tavsiye edilir.
Ameliyat sonrası ilk 24 saatte genellikle sıvı gıdalarla başlanır. Bu süreçte bulantı, gaz veya sindirim zorluklarının önüne geçmek için aşırı yağlı, baharatlı veya ağır yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Önerilen gıdalar:
Ilık çorbalar (özellikle sebze çorbası)
Püre haline getirilmiş sebzeler
Muz, elma püresi gibi yumuşak meyveler
Az tuzlu haşlanmış patates
Yoğurt ve kefir (probiyotik desteği için)
Prostat ameliyatlarından sonra sık karşılaşılan sorunlardan biri kabızlıktır. Bu durum, özellikle kesi bölgesine baskı yaparak ağrıyı artırabilir ve iyileşmeyi geciktirebilir. Bu yüzden posalı gıdalar, sindirim sistemini düzenleyerek bağırsak hareketlerini destekler.
Lifli besinler:
Yulaf ezmesi
Tam tahıllı ekmek
Kuru baklagiller (mercimek, nohut, fasulye)
Ispanak, brokoli, enginar gibi yeşil sebzeler
Armut, incir, kuru kayısı gibi meyveler
Vücudun ameliyat sonrasında toparlanabilmesi ve idrar yollarının sağlıklı çalışabilmesi için bol miktarda su içilmelidir. Ancak özellikle ilk birkaç gün içinde mesaneye fazla yük bindirmemek adına sıvı tüketimi doktor tavsiyesine göre dengelenmelidir.
Günlük hedef: Ortalama 1.5–2 litre su (doktor aksi belirtmedikçe)
Kafeinli içecekler (kahve, çay, enerji içecekleri) ve alkol, idrar yollarında tahrişe neden olabilir ve iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden özellikle ilk 2-3 hafta bu maddelerden uzak durulmalıdır.
Bağışıklığı güçlendirmek ve iyileşme sürecini desteklemek için A, C, E vitaminleri ile çinko ve selenyum açısından zengin besinler tercih edilmelidir.
Önerilen besin kaynakları:
C vitamini için: Portakal, kivi, çilek
A vitamini için: Havuç, tatlı patates
E vitamini için: Badem, ay çekirdeği
Çinko için: Kırmızı et, kabak çekirdeği
Selenyum için: Yumurta, tam tahıllar
Ameliyat sonrası dönemi bir fırsat olarak görüp, uzun vadeli sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak hem genel sağlığınızı hem de prostat fonksiyonlarını koruyacaktır. Özellikle aşırı kilolu erkeklerde ameliyat sonrası ideal kiloya ulaşmak ve bunu sürdürmek, nüks riskini azaltabilir.
Prostat ameliyatı, genellikle başarılı sonuçlar veren güvenli bir cerrahi müdahale olsa da, her tıbbi işlem gibi bazı yan etkiler ve komplikasyon riskleri taşır. Ameliyatın türüne (açık, kapalı ya da lazer), hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve uygulanan tekniklere bağlı olarak yan etkilerin görülme sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
Ameliyat sonrası kısa süreli idrar kaçırma ya da idrar yapamama gibi sorunlarla karşılaşmak mümkündür. Bu durum, prostatın yakınında bulunan sfinkter kaslarının etkilenmesinden kaynaklanabilir.
Çoğu hasta birkaç hafta içerisinde bu sorunu atlatır. Ancak nadiren, özellikle yaşlı bireylerde ya da daha büyük prostatlarda bu durum daha uzun sürebilir.
En sık karşılaşılan yan etkilerden biri, meninin dışarı çıkmak yerine mesaneye geri kaçmasıdır. Bu durum geri boşalma olarak adlandırılır ve genellikle zararsızdır. Ancak, çocuk sahibi olmak isteyen erkekler için bu durum önem arz edebilir.
Not: Geri boşalma, orgazm hissini etkilemez ancak meni dışarıya çıkmaz.
Bazı hastalar prostat ameliyatından sonra ereksiyon gücünde azalma, orgazm kalitesinde değişim ya da geçici isteksizlik yaşayabilir.
Bu durum genellikle sinirlerin etkilenip etkilenmemesine bağlıdır. Modern cerrahi tekniklerle bu risk en aza indirilmiş olsa da, prostatın büyüklüğü ve yerleşimi, sinirlere yakınlığı gibi faktörler bu yan etkiyi etkileyebilir.
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi prostat ameliyatı sonrası da enfeksiyon riski mevcuttur. Ameliyat bölgesinde kızarıklık, şişlik, ateş veya ağrı varsa mutlaka hekime başvurulmalıdır.
Antibiyotik kullanımı, steril ortamda operasyon yapılması ve uygun bakım enfeksiyon riskini önemli ölçüde azaltır.
Açık prostat ameliyatlarında ya da büyük prostatlarda yapılan işlemlerde hafif ila orta düzeyde kanama görülebilir. Genellikle ameliyat sonrası ilk birkaç gün idrarda kan görülmesi normal kabul edilir. Ancak yoğun ve uzun süren kanamalar varsa bu durum ciddiye alınmalı ve hekime bildirilmelidir.
Bazı hastalar ameliyat sonrası kabızlık, gaz problemleri ya da bağırsak hareketlerinde yavaşlama yaşayabilir. Bu durum genellikle anesteziye, ameliyat pozisyonuna veya ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkar ve geçicidir.
Her hastamız için tanıdan iyileşmeye kadar net, şeffaf ve konforlu bir yol haritası sunuyoruz. Aşağıdaki üç adımda sürecin tüm detaylarını önceden bilir, sürpriz yaşamazsınız.
İlk randevuda şikâyetinizi dinleyip ayrıntılı fizik muayene, 4K görüntüleme ve gerekli laboratuvar testlerini gerçekleştiriyoruz. Böylece problemin gerçek nedenini netleştiriyoruz.
Tanı sonuçlarına göre size en uygun cerrahi veya cerrahi olmayan yöntemleri açıklıyor, süreç süresi ve maliyet dâhil tüm ayrıntıları içeren kişisel yol haritası hazırlıyoruz.
Planlanan işlem, ileri teknolojiyle ve cerrahi hassasiyetle gerçekleştirilir. Ardından kontrol randevuları, bakım talimatları ve 7/24 hekim desteğiyle hızlı ve konforlu bir iyileşme süreci sağlanır.
Sorularınız mı var, ön görüşme mi talep ediyorsunuz? Aşağıdaki formu doldurun; uzman ekibimiz en geç 24 saat içinde sizinle iletişime geçsin.
Merak ettiklerinizi yanıtlıyoruz. Aklınıza takılan her konuda bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.
Prostat ameliyatı, genellikle iyi huylu prostat büyümesi (BPH) nedeniyle idrar yapma zorluğu yaşayan erkeklere uygulanan cerrahi bir müdahaledir. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen durumlarda veya mesane fonksiyonlarını tehdit eden durumlarda tercih edilir. Ayrıca prostat kanseri gibi ciddi hastalıklar için de uygulanabilir.
Prostat ameliyatı birkaç farklı teknikle yapılabilir:
Uygulanan yönteme göre değişse de genel olarak ameliyat, anestezi altında gerçekleştirilir. TURP gibi kapalı ameliyatlarda idrar kanalından girilerek prostat dokusu çıkarılır. Açık ameliyatlarda ise karın alt kısmından kesi yapılır. Lazer ameliyatlarında, prostat dokusu özel cihazlarla buharlaştırılır.
Ameliyat süresi, uygulanan tekniğe ve prostatın büyüklüğüne bağlı olarak değişir. TURP genellikle 60–90 dakika sürerken, açık prostat ameliyatları 2–3 saate kadar uzayabilir.
Kapalı ameliyatlardan sonra iyileşme süreci genellikle 7–10 gün iken, açık ameliyatlarda bu süre biraz daha uzayabilir. Hastalar çoğu zaman 4–6 hafta içinde normal yaşantılarına dönerler. İlk günlerde idrar sondası takılı olabilir ve hafif kanama normaldir.
İyi huylu prostat büyümesi için yapılan ameliyatlar genellikle sertleşme fonksiyonunu etkilemez. Ancak prostat kanseri nedeniyle yapılan radikal prostatektomi gibi operasyonlarda sinir yapılarının zarar görme riski olduğundan, cinsel işlevlerde geçici veya kalıcı bozulmalar yaşanabilir.
Bu süre, yapılan ameliyatın türüne ve kişinin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Masa başı işlerde çalışanlar için genellikle 1–2 hafta, fiziksel efor gerektiren işlerde çalışanlar için ise 3–4 hafta dinlenme önerilir.
Prostat büyümesi, tıbbi adıyla benign prostat hiperplazisi (BPH), prostat bezinin yaşa bağlı olarak normalden daha büyük hale gelmesidir. Bu büyüme, idrar kanalına baskı yaparak idrar yapma ile ilgili şikâyetlere neden olabilir. Genellikle iyi huyludur ve kanserle ilişkili değildir.
Prostat büyümesi genellikle 50 yaşından sonra görülmeye başlar. Ancak bazı erkeklerde daha erken yaşlarda da belirtiler ortaya çıkabilir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.
Tedavi edilmediğinde mesane kaslarında zayıflama, idrar yolu enfeksiyonları, idrar kesesinde taş oluşumu ve hatta böbrek hasarı gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu yüzden belirtiler varsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Urologica, iktidarsızlık, erken boşalma, prostat hastalıkları ve penis estetiği gibi erkek sağlığına dair tüm konularda bilimsel temelli, kişiye özel ve etik ilkelere uygun tedaviler sunan uzman bir merkezdir.
©2025 Urologica | Tüm Haklari Saklidir.